Düşman topraklarına yönelik bu derin saldırılar, savaş hukuku çerçevesinde meşrudur. Almanya dün İsveç, Fransa ve ABD’ye katıldı.
Şimdiye kadar bu silahların temini yalnızca Ukrayna topraklarında kullanılmasına bağlıydı. Moskova’nın uyarılarına rağmen Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Moskova’nın Rusya’nın ayrılmaz bir parçası olarak gördüğü ayrılıkçı iki bölge olan Luhansk ve Donetsk’in yanı sıra Kırım’a da saldırdı.
Bu karar, Rus kuvvetlerinin cephe hattında saldırı yaptığı bir dönemde alındı. Birkaç haftadır Rusya’nın güneyinden başlatılan saldırı, Ukrayna’nın ikinci büyük şehri Kharkiv’e doğru ilerlemeye çalışıyor.
Cephede Kuzey Kore yapımı füze parçalarının bulunduğu iddiaları da bu kararı hızlandırmak için bahane olarak kullanılmış olabilir.
Askeri uzmanlar, Himars’tan atılan GMLRS roketlerinin yanı sıra Storm Shadow ve Scalp füzelerinin sabit hedeflere karşı kullanılacağını belirtiyor.
Aynı kaynaklara göre Ukraynalılar destek, topçu ve uçaksavar sistemleri ile komuta merkezlerine öncelik verecek. Elektronik harp sistemleri ve radarlar da yüksek değerli hedefler olacak. Ancak saldırıların sayısı “füzelerin ve atış sistemlerinin sayısıyla” sınırlı olacak.
Rus Su-34 veya Su-35 uçakları da Ukrayna kuvvetlerinin gökyüzündeki uçaksavar sistemlerinin ana hedefi haline gelebilir. Bu avcı-bombardıman uçakları, 70 kilometre menzile sahip KAB ve FAB süzülme bombalarını atıyor. Onların hatırı sayılır güçleri, Ukraynalı savunucuların sığındığı binaları ve diğer beton yapıları kelimenin tam anlamıyla yıkıyor.
Ancak Beyaz Saray, ATACMS balistik füzelerinin kullanımını veto etti. Rus nükleer doktrini, nükleer olup olmadığına bakılmaksızın “Rusya topraklarına veya müttefiklerine balistik füze fırlatılması” durumunda misilleme hakkını saklı tutar.
Gözlemcilere göre Kiev’i destekleyen ülkeler bu Rus doktrinini dikkate alıyor. Riskler oldukça iyi kontrol ediliyor ve kimse nükleer gerilimin tırmanmasını istemiyor. Aynı kaynaklara göre, Ukraynalıların birkaç gün önce nükleer karşıtı savunma sisteminin bir parçası olan Rus radarını imha etmesi de bu duruma etki etmiş olabilir.
“Ruslar askeri açıdan daha ne yapabilir?”
Avrupa ülkelerine karşı daha şiddetli eylemlere başvurabilirler ama bu tam tersi bir etki yaratabilir. Rusya’nın Ukrayna’yı destekleyen ülkelere yönelik operasyonlarına ilk bakıldığında, Rus sınır muhafızlarının 24 Mayıs’ta Estonya ile Rusya arasındaki sınırı belirleyen Narva nehrindeki şamandıraları kaldırdığını belirtmekte fayda var.
