ABD’de ailelerinden zorla kaçırılan Kızılderili çocukların yerleştirildikleri okullarda tecavüze uğradığı ortaya çıktı.
Washington Post (WP) gazetesinin kapsamlı araştırması, Katolik okullarında Kızılderili çocukların maruz kaldığı sistematik cinsel tacizi ortaya çıkardı.
WP’nin ilk elden tanıklara ve tarihi kayıtlara dayanan araştırmasının sonuçları, daha önce Kanada ve Avrupa’da farklı dönemlerde gün ışığına çıkarılan kilise okullarındaki bir dizi cinsel istismar vakasının sonuncusu olarak tanımlandı.
Haberlerde isimleri ve ifadelerine yer verilen çok sayıda Kızılderili cinsel taciz mağduru, yaşadıkları travmaları gazetecilere anlattı.
AİLELERİNDEN ZORLANAN YERLİ ÇOCUKLAR
1819’dan 1969’a kadar “beyaz Amerikalıların kültürüne uyum sağlamak amacıyla” ailelerinden ayrılan on binlerce Kızılderili çocuğun, farklı eyaletlerdeki 500’den fazla devlet yatılı okuluna yerleştirildiği belirtildi.
Bu kurumların en az 80’inin Katolik okulu olduğu, bu okullarda cinsel taciz, tecavüz, fiziksel şiddet ve diğer ölümle sonuçlanan olaylara ilişkin kayıtların çoğunun kaybolduğu veya çarpıtıldığı kaydedildi.
Haberde, cinsel istismarla ilgili soruşturmaların neredeyse tamamının 1960’lı yıllarda yapıldığı, soruşturma kapsamında binden fazla çocuğun istismar edildiği, en az 122 rahibin tecavüzle suçlandığı belirtildi.
CİNSEL TACİZ MAĞDURLARININ AÇIKLAMALARI “YARA AÇICI”
Haberde, 1968 yılında Washington eyaletinde St. Hükümet tarafından St. Mary’s Mission adlı Katolik okuluna zorla yerleştirilen Clarita Vargas isimli Amerikalı bir tanığın ifadelerine de yer verildi.
Vargas, WP muhabirlerine, okuldaki ilk 3 yılında Katolik bir rahip tarafından sistematik olarak cinsel istismara uğradığını, 64 yaşında olmasına rağmen o dönemin travmasını hâlâ atlatamadığını söyledi.
Benzer şekilde 1965 yılında Montana’da bir Katolik okuluna yerleştirilen Jay adlı bir başka Kızılderili, kendisine tecavüz eden rahibin “bunu başkasına anlatırsa cehenneme gideceğini söylediğini” ifade etti.
Güney Dakota’da bir Katolik okuluna yerleştirilen Geraldine Charbonneau Dubourt adlı Kızılderili de kendisine tecavüz edildiğini ve ardından zorla kürtajla bebeğinin alındığını söyledi.
